Kutuptaki halka
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

59. 39 Zümer

Aşağa gitmek

59. 39 Zümer Empty 59. 39 Zümer

Mesaj tarafından uur 20.11.15 15:29

İndiği Yer: Mekke


İniş Sırası: 59


Âyet Sayısı: 75


Nüzulü

Mushaftaki sıralamada otuzdokuzuncu, iniş sırasına göre ellidokuzuncu sûredir. Sebe'sûresinden sonra, Mü'min (Gâfır) sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Allah'ın rahmetinden ümit kesilmemesi gerektiğini belirten 53. âyetten itibaren üç veya yedi âyetin Medine löneminde indiği yolunda rivayetler varsa da bu rivayetler zayıf bulunmaktadır.[1]


Adı

Sûreye ad olan ve "guruplar, topluluklar" anlamına gelen "zümer" kelimesi, inkarcıların guruplar halinde cehenneme sürüleceğini, müminlerin de yine topluluklar halinde cennete götürüleceğini anlatan 71 ve 73. âyetlerde geçmektedir. Kurtubî, 22. âyette cennetteki köşkler için kullanılan "guref' kelimesinden dolayı Guref sûresi olarak da anıldığına dair bir rivayet nakleder (XV, 222).[2]


Konusu


Sûrenin temel konusu Allah ve âhiret inancıdır. Bu çerçevede hiçbir şeyin Allah'a ortak ve denk tutulamayacağı, O'nun mutlak ve eşsiz yaratıcı olduğu, bu nedenle insanın her durumda O'na yönelip bağlanması gerektiği belirtilmekte; bu şekilde inanan ve yaşayanların ulaşacağı âhiret nimetlerine ve cennet hayatına dair bilgi verilmekte; inkarcıların olumsuz duygu ve davranışları değerlendirilmekte; bunların kötü sonuçlan hakkında uyanda bulunulmaktadır. Her şeye rağmen Allah'ın rahmetinden ümit kesilmesinin doğru olmadığı, çünkü Allah'ın, dönüş yapıp kendisine yönelenlerin bütün günahlannı bağışlayacağı müjdelenmekte ve insanlar, âhiret azabıyla yüz yüze gelmeden önce, fırsat eldeyken inançlannı ve yaşayışlarını düzeltmeye çağırılmaktadır. Sûre, müminlerin âhiret mutluluğunu tasvir eden âyetlerle son bulmaktadır. [3]


Fazileti

Hz. Aişe, Resûlullah'tn genellikle her gece yatmadan önce Zümer ve Benî İsrail (İsrâ) sûrelerini okuduğunu söylemiştir. [4]


Meali

Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla... 1. Kitabın indiriliri, azîz re ha-kînı olan Allah'ın katındandır. 2. Biz bu kitabı sana gerçeğin bilgisi olarak indirdik; öyleyse, içten bir inanç ve bağlılık göstererek sadece Allah'a ibadet et. 3. Bilinmeli ki katıksız din, yalnız Allah'a ait olanıdır. Allah'tan başka şeyleri kendilerine koruyucu kabul edenler, "Sadece bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye onlara tapıyoruz" diyorlar. Doğrusu ayrılığa düştükleri konularda Allah onların arasında hükmünü verecektir. Yalancı ve inkâra saplanmış kimseyi Allah kesinlikle doğru yola yöneltmez. 4. Eğer Allah (İddia ettikleri gibi) bir sahihi olmak isteseydi elbette yarattıklarından dilediğini seçerdi. Ama O bundan münezzehtir; O mutlak otorite sahibidir, eşi benzeri yoktur. 5.0, gökleri ve yeri hikmet ve fayda esasına göre yarattı; sürekli olarak geceyi gündüzün, gündüzü gecenin üstüne sarmaktadır; güneşi ve ayı da yasalarına boyun eğdirmiştir. Her biri belirlenmiş bir süreye kadar akıp gitmektedir. Unutmayın ki Allah çok güçlüdür, çok bağışlayıcıdır. 6,0 sizi bir tek candan yaratmış, sonra ondan da eşini var etmiştir; hayranlardan da sizin için sekiz es lütfetti. Sizi annelerinizin kanunda üç karanlık içinde türlü yaratılış safhalarından geçirmektedir. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah'tır. Hükümranlık O'nundur; O'dan başka tanrı yoktur. Buna rağmen nasıl olup da hakikatten uzaklaşabiliyorsunuz! 7. Eğer inkâr ederseniz bilesiniz ki Allah'ın size ihtiyacı yoktur; ama O, kullarının nankörlüğüne razı olmaz, şükrederseniz bu tutumunuzdan memnun olur. Hiç kimse başkasının günah yükünü üstüne almaz; sonunda dönüşünüz Rabbinize olacak, ardından O, neler yapıp ettiğinizi size bildirecektir. O, kalplerin derinliklerini bilmektedir. [5]

8. İnsanın başına bir sıkıntı geldi mi Rabbine yönelip O'na yalvarır; sonra Rabbi ona tarafından bir nimet verince, daha Önce yalvardığını unutarak yolundan saptırmak için Allah'a eşler koşmaya kalkar. De ki ona: 'İnkarcı tutumunla biraz eğlenedur bakalım! Gerçek şu ki sen ateşi boylayacaklardansın! 9, (Bu adam mı,) yoksa âhiret kaygısıyla ve Rabbinin rahmetine nail olma ümidiyle gece vakitlerinde secde ederek, ayakta durarak kendini ibadete veren kişi mi (daha iyi)?" De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu!" Doğrusu ancak akıl iz'an sahipleri bunu anlar. [21]

10. De ki (Allah şöyle buyuruyor): "Ey manan kullanın! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyifik yapanlar iyilik bulacaklardır. Allah'ın arzı geniştir. Sabredenlere mükâfatları hesapsız verilecektir." 11. De ki; "Kuşkusuz ben, kendisine içten bir inanç ve bağlılık göstererek Allah'a ibadet etmekle yükümlü kılındım. 12. Ve bana müsiümantarm ilki olmam emredildi." 13. De ki: "Eğer Rabbime isyan edersem, dehşetli bir günün azabına uğrayacağımdan korkarım." 14. De ki (o putperestlere): "Ben, kendisine içten bir inanç ve bağlılık göstererek yalnız Allah'a ibadet ederim. 15. Artık siz de O'nun dışında dilediğinize tapın bakalım!" De ki: "Asıl hüsranda olanlar, kıyamet gününde hem öz benliklerini hem de yakınlarını kaybedecek olanlardır. Bilesiniz ki kesin hüsran işte budur!" 16. Onların üstünde ateş buludan olacak, altlarında da (böyle) tabakalar bulunacak. Allah kullarım bununla korkutup uyarır. Ey kullarım, bana karşı gelmekten salanın! 17-18. Sahte tanrılara kulluk etmekten kaçman, yüzünü ve özünü Allah'a çevirenlere müjdeler vardır. Söylenenleri dinleyip de en güzeline uyan kullarımı müjdele! İşte Allah'ın doğru yolu buldurduğu kimseler onlardır, asd akıl iz'an sahipleri de onlardır. 19. Hakkında azap hükmü kesinleşmiş kimseyi, sonuçta ateşi boylayacak olanı sen mi kurtaracaksın! 20. Öte yandan, Rahlerine karşı gelmekten sakınanlara gelince onların, altlarından ırmaklar akan, üst üste yapılmış köşkleri olacak. İşte Allah'ın vaadi! Allah sözünden dönmez. [29]

21. Görmedin mi Allah'ın gökten su indirip onu yerdeki kaynaklara akıttığını? Sonra onunla değişik renklerde ürünler bitirir, sonra bu bitkiler gelişip olgunlaşır; ardından onun sarardığını görürsün, sonunda Allah onu çerçöp haline getirir. Kuşkusuz bunda akıl iz'an sahipleri için bir ders vardır. 22. Allah kimin gönlünü İslâm'a açmışsa o, Rabbinden gelen bir aydınlık içinde olmaz mı? Allah'ı anma konusunda kalpleri katılaşmış olanlara ise çok yazık! Onlar apaçık bir sapkınlık içindedirler. 23. Allah, kendi içinde uyumlu, gerçekleri tekrar tekrar dile getiren bir kitap olarak sözlerin en güzelini indirdi. Rablerinden korkanların onun etkisiyle tüyleri ürperir, sonra da Allah'ı anmakla onların bedenleri ve kalpleri yumuşayıp rahatlar. İşte bu kitap, Allah'ın bir rehberi olup dilediği kimseyi onunla doğruya yönlendirir; ama Allah kimi şaşırtırsa artık ona doğru yolu gösterecek yoktur. 24. Kıyamet gününde o şiddetli azaba karşı kendim yüzüyle korumaya çalışan kişi mi (daha kötü durumda, yoksa cennette bulunan mümin mi)? O gün zalimlere, "Vaktiyle kazandığınızı tadın şimdi!" denir. 25. Onlardan öncekiler de doğruyu yalan saymışlar; bunun üzerine tepelerine, nereden geldiğini anlamadıkları bir azap inmişti. 26. Böylece Allah onlara bu dünyada rezilliği tattırdı, âhirette-ki azap ise daha büyük olacak. Keşke bilselerdi! 27. Muhakkak ki biz, düşünüp ders alsınlar diye insanlar için bu Kur'an'da her türlü örneği ortaya koyduk; 28. O, insanlar Allah'a karşı gelmekten korunsunlar diye Arap diliyle indirdiğimiz çelişkisiz Kur'an'dır. [40]

29. Allah şöyle bir örnek veriyor: Bir adam var ki onun birbiriyle ihtilaflı birçok ortak efendisi bulunmaktadır; bir adam da var ki bir tek kişiye bağlıdır. Şimdi bu iki adamın durumları eşit olabilir mi? Bütün övgüler Allah'a mahsustur; fakat çoğu bunu anlamamaktadır. 30. Elbette sen öleceksin, onlar da ölecek. 31. Sonra da kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda dava-taşacaksınız. 32. Allah hakkında asılsız inançlar uyduran ve gerçek kendisine ulaştığında onu yalan sayandan daha zalim kim vardır! Kâfirlerin yeri cehennemde değil mi! 33. Gerçeği getiren kişiye ve onu tasdik edene gelince, işte takva sahipleri onlardır. 34. Rableri katında onlar için diledikleri her şey vardır; işte bu, güzel davrananların ödülüdür. 35. Çünkü Allah onların geçmişte yaptıkları en kötü şeyleri bile bağışlayıp silecek ve onları yaptıkları en güzel işlere göre ödüllendirecektir. 36. Allah kuluna kâfi değil mi? Öyleyken onlar kalkmış seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah kimi şaşırtırsa artık ona doğru yolu gösterecek yoktur. 37. Kimi de Allah doğru yola yöneltirse onu şaşırtabilecek bir güç yoktur. Allah mutlak güç sahibi, kötüleri hakkettikleri şekilde cezalandırıcı değil midir? [49]

38. Gerçek şu ki onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, tereddüt etmeden "Allah" derler. De ki: "O halde söyler misiniz, Allah'ı bırakıp da taptığınız şu şeyler, Allah bana bir zarar vermek istese, O'nun vereceği zararı önleyebilirler mi? Yahut O bana bir rahmet dilesc, onun rahmetini durdurabilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter! Tevekkül ehli olanlar yalnız O'na güvenip dayanırlar." 39-40. De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Muhakkak ki ben de yapmam gerekeni yapacağım! Kime alçaltıcı bir azabın geleceğini, kimin tepesine sonu gelmez bir azabın ineceğini yakında öğreneceksiniz!" 41. Biz sana insanlar için gerçeği ortaya koymak üzere Kitabı indirdik; artık kim doğru yolu izlerse kendi iyiliği için izlemiş olur, kim de yoldan saparsa kendi aleyhine sapmış olur; sen onların vekili değilsin. [59]

42. Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında (bilinç kaybına uğratır). Ölümüne hükmettiklerinin canlarım alır, diğer canlan da belli bir süreye kadar bedenlerine salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır. 43. Yoksa onlar kendilerine Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "O şefaatçiler hiçbir şeye güç yetiremez, hiçbir şeyi kavrayamaz olsalar da mı!" 44. De ki: "Şefaat etme yetkisi bütünüyle Allah'a aittir; göklerin ve yerin hükümranlığı O'nun elindedir; sonunda kaçınılmaz olarak dönüp O'na varacaksınız." 45. Ne zaman tek başına Allah'ın ismi zikredilse âhirete inanmayanların kalplerindeki nefret yüzlerine vurur: ama Allah'ın dışındaki sözde tanrıları anıldığında hemen sevinçten yüzlerinin parladığuu görürsün. 46. De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, duyular ötesini ve duyular âlemini bilen Allahım! İhtilafa düştükleri konularda kulların arasında hükmü sen vereceksin." 47.0 zalimler yeryüzündeki her şeye, hatta bunun yanında bir kat fazlasına daha sahip olsalardı kıyamet günündeki korkunç azaptan kurtulmak için hepsini feda ederlerdi. Daha önce hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından onların karşısına çıkarılacaktır! 48. İşledikleri kötülükler önlerine apaçık konacak, alay edip durdukları şeyler onları çepeçevre kuşatacaktır. [63]

49. İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır; sonra ona katımızdan bîr nimet verdiğimizde, "Bunu ancak bir bilgi sayesinde elde ettim" der. Aksine o nimet bir imtihandır ama çokları bunu bilmez. 50. Onlardan öncekiler de böyle sözler söylemişti; ama elde ettikleri şeyler onlara fayda vermedi. 51. İşledikleri kötülükler kendilerine ceza olarak döndü. Bunlardan haksızlığa sapanlar da yaptıkları kötülüklerin cezasını çekeceklerdir. Onlar Allah'ı âciz bırakacak değillerdir. 52. Bilmiyorlar mı ki Allah rızkı dilediğine bol bol verir, dilediğine de ölçülü verir. Kuşkusuz inanan bir topluluk için bunda dersler vardır. [71]

53. De ki (Allah şöyle buyuruyor): "Ey kendi aleyhlerine olarak haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir." 54. Azap size gelip çarpmadan önce Rabbinize yönelip O'na teslim olun; sonra kimseden yardım göremezsiniz. 55. Hiç farkında olmadığınız bir sırada azap ansızın başınıza gelmeden önce Rabbinizden size indirilen en güzel hükümlere uyun; 56. Ki sonra hiç kimse, "Allah'a itaat hususunda gerekeni yapmadığım için yazıklar olsun bana! Ben gerçekten de (İslâm ile) alay edenler arasında yer almıştım" diyerek; 57. Yahut "Eğer Allah bana hidayet nasip etseydi günahtan sakınanlardan olurdum" diyerek; 58. Ya da azabı gördüğünde "Keşke bana bir fırsat daha tanınsa da iyilerden biri olsam!" diyerek hayıflanmasın. 59. (Allah ona şöyle diyecek:) "Hayır! Vaktiyle âyetlerim sana gelmişti ama sen onların asılsız olduğunu söylemiştin, büyüklük taslayıp inkarcılar arasında yer almıştın." 60. Artık kıyamet gününde Allah hakkında asılsız inançlar ileri sürenleri yüzleri kararmış göreceksin. Büyüklük taslayanlarm kalacağı yer cehennemde değil midir! 61. İsyandan sakınanları da Allah, amaçlarına ulaşmala-nyla kurtuluşa erdirecektir; onlara ne bir kötülük dokunacak ne de üzüntü çekecekler. 62, Allah her şeyin yaratıcısıdır ve O her şeyin üzerinde vekildir. 63. Göklerin ve yerin anahtarları O'ndadır. Allah'ın âyetlerini inkâr edenlerin durumuna gelince işte hüsrana uğrayanlar onlardır. [74]

64. De ki: "Ey cahiller! Bana Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi teklif ediyorsunuz?" 65, Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: Eğer Allah'a ortak koşarsan bilmiş ol ki yaptıkların boşa gidecek ve mutlaka hüsrana uğrayanlardan olacaksın. 66. Hayır! Yalnız Allah'a kulluk et ve şükreden-lerden ol! [86]

67. Onlar Allah'ı gereği gibi takdir edip tanımadılar. Kıyamet gününde bütün dünya O'nun avucundadır; gökler de O'nun kudret elinde dürülüp bükülmüştür. Allah, müşriklerin koştukları ortaklardan uzaktır ve yücedir, 68. (O gün) sûra üflenecek, ardından -Allah'ın diledikleri dışında- göklerde ve yerde bulunanların hepsi düşüp bayılacak; sonra sûra yeniden üflenecek ve onlar birden ayağa kalkmış, etrafa bakıyor olacaklar. 69. Artık Rabbinin nuruyla yer aydınlanır, hesap kitap ortaya konur, peygamberler ve şahitler getirilir, insanlar hakkında doğruluk ve adalet ölçüsüne göre hüküm verilir, onlara asla haksızlık edilmez. 70. Herkese yaptığının karşılığı tastamam ödenir; Allah onların yaptıklarını en iyi şekilde bilmektedir. 71. Gerçekleri inkar etmiş olanlar guruplar halinde cehenneme sevkedilecek; nihayet oraya vardıklarında cehennemin kapıları açılacak; bekçileri onlara, "İçinizden, size Rab-binizin âyetlerini okuyup duyuran ve böyle bir günle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran bir elçi gelmedi mi?" diye soracak; onlar da "Evet geldi" diyecekler. Ama inkarcılar için artık azap hükmü kesinleşmiştir. 72. Onlara, "İçinde ebedi olarak kalacağınız cehennemin kapılarından girin içeri!" denilecek. (Vaktiyle) ululuk taslamış olanların kalacağı (bu) yer ne kötü! 73.Rab-lerine karşı gelmekten sakınanlar da guruplar halinde cennete sevkedilecek. Nihayet oraya vardıklarında cennetin kapıları açılmış olacak; bekçileri onlara, "Selam size! Hoş geldiniz! Ebedî olarak kalmak üzere buyurun girin cennete!" diyecek. 74. Onlar da "Bize verdiği sözü yerine getiren ve cennetten bize dilediğimiz yerinde mesken kurabileceğimiz yurt bağışlayan Allah'a ham-dolsun!" diyecekler. Çalışıp çabalayanların ecri ne güzeldir! 75. Meleklerin de Arş'ın çevresinde dönerek Rablerini hamd ile teşbih ettiklerini görürsün. Böylece insanlar hakkında doğruluk ve adalet ölçüsüne göre hüküm verilir ve şöyle denir: Bütün övgüler âlemlerin rabbi olan Allah içindir. [89]

http://errahman.de:8181/tefsir-kulliyati/039zumer/002.htm


Tefsirler:

https://kutuptakihalka.yetkin-forum.com/f14-tefsirler
uur
uur
Admin

Viestien lukumäärä : 90
Join date : 03/06/13

https://kutuptakihalka.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz