Kutuptaki halka
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

54. 15 Hicr

Aşağa gitmek

54. 15 Hicr Empty 54. 15 Hicr

Mesaj tarafından uur 20.11.15 12:07

İndiği Yer: Mekke


İniş Sırası: 54


Âyet sayısı: 99


Nüzulü

Mushaf'taki sıralamada onbeşinci, iniş sırasına göre ellidördiincii sûredir. Yû­suf sûresinden sonra, En'âm sûresinden önce Mekke döneminde, müşriklerin Hz. Peygamber'e ve müslümanlara yaptıkları baskıların şiddetlendiği yıllarda nazil ol­muştur.[1] İbn Âşûr'a göre[2] bİ'setin (Hz. Peygamber'e vahyin gelmeye başlamasının) dördüncü yılının sonunda inmiştir. 87. âyetin Medine'de indiği yolundaki bilgi itimada şayan görülmemektedir.[3]


Adı

Sûrenin "Hicr"den başka bir isimle anıldığına dair bilgi yoktur. Hicr, Arap yarımadasının kuzeybatısında, Medine-Tebük yolu üzerinde, Teyma'ın yaklaşık 110 km. güneybatısında, daha sonra içinden Hicaz demiryolunun geçtiği sarp ka­yalıklarla çevrili vadinin ve bu vadideki beldenin adıdır. Arap asıllı Semûd kavmi­nin yaşadığı kabul edilen bölge veya şehre bu adın verilmesi, muhtemelen muha­fazalı bir yer oluşundan ileri gelmektedir. Eski dönemlerde Hegra veya Egra diye de anılan bu yerleşim merkezi, Kur'ân-ı Kerîm'de olduğu gibi ilk dönem tarih ve coğrafya eserlerinde de Hicr diye geçmektedir. Burası Salih peygamberle ilgisi do­layısıyla Medâin-i Salih diye de adlandırılmıştır. [4] Sûrenin adı 80. âyette geçmektedir. [5]


Konusu

Sûrenin ilk konusu Kur'an, vahiy ve peygamberliktir. Daha sonra insanın be­den ve ruh varlığının yaratılış süreci ile İblîs'in Allah'tan gelen secde buyruğuna uymaması anlatılır. İyilerin uhrevî mükâfatları, Allah'ın rahmetinin genişliği; Hz. İbrahim ve Lût ile Eyke halkı ve Hicr halkıyla ilgili kısa bilgiler, Hz. Peygamber'e ve müminlere verilen müjdeler, inkarcılara yapılan uyanlar sûrenin belli başlı ko­nulandır. [6]


Meali

Rahman ve rahîm olan Allah'ın adıyla... 1. Elif-lâm-râ. Bunlar kitabın ve apaçık bir Kur'an'ın âyetleridir. 2. Zaman olacak, inkâr edenler, <(Keşke müslüman olsaydık!" diye hayıflanacaklar. 3. Bırak onları: yesinler, eğlensin­ler, boş ümit oyalasın onları; yalanda bilecekler! 4. Biz hiçbir toplumu belir­lenmiş bir yazgısı olmadan helak etmedik. 5. Hiçbir ümmet kendi ecelini ne ileri alabilir ne de erteleyebilir. [7]

6. Dediler ki: "Ey kendisine vahiy gelen adanı! Sen kesinlikle bir mec­nunsun! 7. Doğru söyleyenlerden isen bize melekleri getirseydin ya!" 8. Biz melekleri ancak ceza hükmüyle indiririz, o zaman da onlara artık süre tanın­maz. 9. Kesin olarak bilesiniz ki bu vahyi kuşkusuz biz indirdik ve onu mut­laka koruyan da yine biziz. [21]

10. Andolsun senden önce de eski topluluklar arasından elçiler gönder­miştik. 11. Onlara bir peygamber geldiğinde muhakkak onunla alay ederler­di. 12-13. İşte onu (Kur1 an) inkarcıların kalplerine, inanmadıkları halde böy­le yerleştiririz. Nitekim daha öncekileri de bu ilâhî kanun uygulanmıştır. 14-15. Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, yine de "Herhal­de gözlerimiz perdelendi, hatta bize büyü yapılmıştır" derler. [35]

16. Andolsun biz gökte yıldız kümeleri oluşturduk ve seyredenler için ona güzel bir görünüm verdik, 17, Onu her kovulmuş şeytana karşı koruduk. 18. Ancak kulak hırsızlığı yapmaya kalkışan olursa onu da parlak bir ışık ko­valar. 19. Arzı da yaydık, oraya sağlam dağlar yerleştirdik, orada her türden ölçülü ürünler bitirdik. 20. Yine orada hem sizin için hem de sizin bakıp bes-leyemeyeceğiniz varlıklar için uygun geçim şartları yarattık. 21. Her şeyin ha­zineleri sadece bizim katımızdadır ve biz oradan indirdiğimizi belirli bir Öl­çüye göre indiririz. 22. Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik, gökten su İndirip onunla sizin su ihtiyacınızı karşıladık. Onu depolayan siz değildiniz. 23. Kuşkusuz hayat veren de öldüren de biziz; her şeyin son sahibi de biz olu­ruz. 24. Andolsun biz, içinizden önce gelip geçenleri de biliriz, geri kalanları da muhakkak biliriz. 25. Ve senin rabbin, onları haşredecektir. O, hakimdir, alimdir. 26. Andolsun biz insanı şekillenebilir balçıktan yapılma kuru bir ça­murdan yarattık. 27. Cin türüne gelince daha önce onu da kavurucu ateşten yaratmıştık. [45]

28. Hani rabbin meleklere demişti ki: "Ben şekillenebilir balçıktan ya­pılma kuru bir çamurdan bir insan yaratacağım. 29. Onun şeklini tamamla­dığım ve ona ruhumdan üflediğim vakit siz de hemen onun için secdeye ka­panın." 30. Bunun üzerine meleklerin hepsi secde ettiler. 31. Yalnız İblîs ha­riç; o, secde edenlerle birlikte olmaktan kaçındı. 32. Allah, "Ey İblîs! Secde edenlerle birlikte hareket etmeyişinin sebebi nedir?" diye sordu; 33. Dedi ki: "Ben, şekillenebilir balçıktan teşekkül etmiş kuru bir çamurdan yarattığın bir insana asla secde etmem!" 34. Allah, "O halde çık oradan!" dedi; "artık kovuldun!" 35. Kıyamet gününe kadar lanetlenmiş bulunmaktasın!" 36. "Rabbim! Öyleyse insanların yeniden diriltileceği güne kadar bana mühlet ver" dedi. 37-38. Allah, "Malum vakte kadar mühlet verilmiş olanlardansın" buyurdu." 39-40. İblîs, "Rabbim! Benim sapmama imkân verdiğin için yemin olsun ki ben de yeryüzünde onlara (günahları) şirin göstereceğim ve -senin sa­mimi kulların hariç- onların topunu kesinlikle yoldan çıkaracağım." 41. Al­lah da buyurdu ki: "İşte bana varan doğru yol budur (hâlis kulların yolu). 42. Şüphesiz, azgınlardan sana uyacak olanlar dışmda kullarım üzerinde senin hâkimiyetin olmayacaktır." 43. Kuşkusuz cehennem, o sana uyanların tama­mının buluşma yeri olacaktır. 44. Onun yedi kapısı vardır, her kapıdan gir­mek üzere de onlardan birer grup belirlenmiştir. [65]

45. Allah'a karşı saygısızlıktan sakınanlar mutlaka cennet bahçelerinde ve pınar başlarında olacaklar. 46. "Esenlikle, güvenle girin oraya!" 47. Onla­rın gönüllerini düşmanlık duygularından temizledik; artık bir kardeşler top­luluğu olarak sedirler üzerinde karşı karşıya oturacaklar. 48. Orada hiçbir yorgunlukla karşılaşmayacaklar. Oradan çıkarılmaları da söz konusu olma­yacaktır. 49. Kullanma benim gerçekten çok bağışlayıcı, çok esirgeyici oldu­ğumu bildir, 50. Ama azabım da çok elem verici bir tızııptır! [74]

51. Onlara İbrahim'in misafirlerini hatırlat. 52. Onun yanına girip se­lâm vermişler, o da "Doğrusu biz sizden korkuyoruz" demişti. 53. "Korkma", dediler, "Biz sana bilgili bir çocuk müjdeliyoruz." 54. İbrahim, "Üzerime yaş- İdik çökmüş olmasına rağmen bana böyle bir müjde getiriyorsunuz öyle mi? Peki bana neyi müjdeliyorsunuz?" dedi. 55. "Sana gerçeği müjdeledik. Sakın ümitsizliğe kapılanlardan olma!" dediler. 56- "Haktan sapmış olanlardan başka kim rabbimin rahmetinden ümit keser!" dedi. 57. "Ey Elçiler! Görevi­niz nedir?" diye sordu. 58. Dediler ki: "Aslında biz, suçlu bir kavme (ceza ver­mek için) gönderildik. 59. Yalnız Lût'un ailesine zarar gelmeyecek, onların hepsini kurtaracağız. 60. Fakat karısı hariç! Biz onun da geride kalanlardan olmasını takdir ettik," [80]

61-62. Elçiler Lût ailesine geldiklerinde Lût onlara, "Doğrusu siz yadır­ganan bir topluluksunuz!" dedi. 63, "Hayır, dediler, biz sana, insanların hak­kında kuşkuya düştükleri şeyi getirdik. 64. Sana» gerçeği getirdik. Biz mu­hakkak doğru söyleriz. 65. Hemen gecenin bir vaktinde ailenin hızla yola ko­yulmasını sağla! Sen de arkalarından git! Hiçbiriniz arkasına dönüp hnkıııtı- sın! Size emredilen yere doğru gidin!" 66. Lût'a şu hükmü bildirdik: "Onlar, sabah vaktine girerken son ferdine kadar yok edilmiş olacaktır!" 67. Şehir halkı sevinerek geldiler, 68. Lût, "Bunlar benim misafirlerim, sakın beni utandırmayın?" dedi; 69. "Allah'tan korkunuz, beni rezil etmeyiniz!"

70. "Seni el âlemi korumaktan menetmedik mi?" dediler. 71. Lût, "İşte kadınlar, benim kızlarım, (nikâh) yaparsanız" dedi. 72. Hayatına yemin olsun ki onlar, sarhoş (sersem) halleriyle saçmalayıp duruyorlardı. 73. Nihayet ortalık aydın­lanırken korkunç ses onları yakalayıverdi! 74. Ardından yurtlarının altını üs­tüne getirdik, üzerlerine pişirilmiş taşlar yağdırdık! 75. İşte bunda ibret ala­cak olanlar için dersler vardır. 76. İşte o kentin harabesi bir yol üzerinde hâ­lâ duruyor. 77. Onda da inanlar İçin bir ders vardır. [87]

78. Eyke halkı da gerçekten bir zalimler topluluğu idi. 79. Biz onların da cezasını Terdik. Bu İki şehir açıkça bilinen bir yol üzerindedir. [99]

80. Kuşkusuz Hicr halkı da peygamberleri yalancılıkla suçladılar. 81. Oysa onlara âyetlerimizi de gönderdik, fakat bunlara sırt çevirdiler. 82. On­lar, güvende olmak üzere dağlan oyarak barınaklar yaparlardı. 83. Ama so­nunda sabaha girerlerken korkunç ses onları da yakaladı! 84. Aldıktan ted­birin kendilerine hiçbir faydası olmadı. [102]

85,8iz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları ancak ve ancak hak ve adalet temelinde yarattık. O saat de mutlaka gelecektir. Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörülü ol. 86. İyi bilesin ki rabbin, evet O, muhakkak surette eşsiz yaratandır, bilendir. [113]

87. Kuşkusuz sana tekrar tekrar okunandan yedi (âyeti) ye yüce Kur'an'ı verdik. 88. Sakın ola ki, onlardan bazı gruplara verdiğimiz geçici dünya nimetine göz dikmeyesin! Onlardan dolayı üzülme, müminlere karşı da alçakgönüllü ol! 89. "Kuşkusuz ben apaçık bir uyarıcıyım" de. 90. Nitekim biz, bölüp parçalayanları cezalandırdık. 91. Kur'an'ı parçalara ayıranlar yok mu? 92-93. Rabbine andolsun ki yaptıklarından dolayı muhakkak surette on­ların hepsini sorguya çekeceğiz! 94. Sen, sana buyurulanı açıkça duyur, müş­riklere aldırış etme! 95-96. Allah'ın yanında başka bir tanrı daha edinen o alaycılara karşı biz senin yanındayız. Onlar ileride anlayacaklar! 97. Söyle­dikleri yüzünden canının sıkıldığını muhakkak ki biliyoruz. 98. Ama sen rab-bini hamd ile teşbih et, secde edenlerden ol! 99. Kesin olan şey gelinceye ka­dar rabbine kulluk et. [121]

http://errahman.de:8181/tefsir-kulliyati/015hicr/002.htm


Tefsirler:

https://kutuptakihalka.yetkin-forum.com/f14-tefsirler
uur
uur
Admin

Viestien lukumäärä : 90
Join date : 03/06/13

https://kutuptakihalka.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz